Yeni Sağlık Raporları Yönergesi, Kaos Devam Etsin Diyor.

BU YAZIYI PAYLAŞIN

Önceki haber
İSTAHED, EYÜP İLÇE TOPLANTISI YAPTI
Sonraki haber
AİLE HEKİMLERİ PENDİK’ DE BİR ARAYA GELDİ

Dün sabah itibarıyla sağlık raporlarına dair bir düzenleme aile hekimliği camiasında yankılanmaya başladı.Bakanlık sitesinden duyuru şöyle başlıyordu:

Sağlık Raporları Usul ve Esasları Hakkında Yönerge Yayınlanmıştır. Güncelleme Tarihi: 30 Eylül 2019”

Tamam sonunda sesimiz duyuldu ve bu anlamsız ve aynı zamanda her birimiz için çok ciddi davalara gebe olan  ”sağlık raporu karmaşası” bitiyor dedik.
Sayfayı açtığımızda önce bir açıklama vardı  :
Türkiye’de evlilik, işe giriş, maluliyet, askere elverişlilik, engellilik tespiti, okula kayıt, silah ruhsatı, spor lisansı, sürücü raporları gibi birçok konuda farklı amaçla sağlık raporları düzenlenmektedir. Kişilerin belirli haklardan yararlanabilmesi için zorunlu olan sağlık raporları, sağlık hizmet sunumunun en önemli hizmetlerinden biri haline gelmiştir.“ açıklaması ile karşılaştık. Sanki Türkiye denilen yer başka bir ülke ve T.C. Sağlık Bakanlığı da o başka ülkeden bahsediyordu. Ne garip ülke bu okula kayıt için bile rapor talep ediliyor der gibiydi, bu rapor bolluğuna bir son verilmeli der gibiydi, umutlandık…
Beklentimiz açıktı; “Bu bir yönergedir, Anayasamıza, yasalarımıza ve yönetmeliklere aykırı olamaz , onların bir kısmını yok sayamaz, o üst normlara uygun hazırlanmıştır” diye düşünüyorduk.
Oysa içeriğine bakınca hiç de beklentilerimizi karşılamadığı gibi bize yeni sıkıntılar yaratacak bir mantığı içerdiğini görmemiz çok sürmedi.
Bizim beklentilerimiz belliydi, bu beklentiler defalarca Bakanlıkla paylaşılmıştı. Yeni mevzuat hem vatandaşı hem hekimleri rahatlatacak , hem de gereksiz iş yükünü azaltacaktı;
Gereksiz yere, anayasamızın 17. maddesine aykırı olarak insanlarımızı muayene olmaya ve rapor almaya zorlayan kurumlara bir dur denecek, kanunda ayrıca belirtilmeyen hiçbir konuda hiçbir kurum rapor talep edemeyecek, Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi dahilinde bir raporun kanunu ve kriterleri varsa o rapor o kriterleri karşılayabilecek hekim veya hekimlerce verilecekti.
Yani ilgili yönetmelikte bir aile hekiminin muayeneyle anlayamayacağı bir sorunun tespiti isteniyorsa, o raporda “sadece aile hekimi imzası yeterli” denmeyecekti. Örneğin madde bağımlılığı o raporu almaya engel ise, mutlaka ilgili alanın hekiminin de imzası istenecekti. Ve yine Tıbbi Deontoloji Nizamnamesi gereği bir hekimin tıbbi konularda hastasıyla ilgili başka uzmanlıklardan destek almasının, hastasını onlara sevk etmenin önü kesilemeyecek hatta teşvik edilecekti.
Hekimler tıbbi kanaat oluştururken kararlarında özgür ve bağımsız olmalı, başka uzmanlıklardan gerekiyorsa görüş alabilmelidir. Bu her hekimin hem hakkı hem de sorumluluğudur. Tanıya giden yolda hem teknolojik hem de uzmanlık görüşü anlamında en üst düzeyde güncel yaklaşımları kullanma mecburiyetimiz vardır. Sağlık Raporları konusunda da bir kişiye tam sağlıklı demek Bakanlığın yönergesinde tanımlandığı gibi basit fizik muayene ile verilebilir bir karar olamaz. Bu yönerge hiçbir hekimi eksik veya yetersiz muayene suçlamasıyla karşılaştığında hukuk karşısında koruyamaz. Tüm bunlara rağmen yönerge ekindeki işe giriş raporları formatında sevk hakkımızın bile elimizden alındığını görmekteyiz.
Sağlık Raporu demek halk sağlığı, işçi sağlığı ve iş güvenliği, sporcu sağlığı gibi konularda yapılacak iş ya da etkinliğin en sağlıklı şekilde yapılmasını sağlamak için , o etkinliği ya da işi yapacakların yine o konularda gerekli sağlık kriterlerini karşılayabildiklerine dair hekimler tarafından verilen hizmet demektir.
Oysa bu yönergede bu amacın karşılanmasına dair anlamlı bir değişiklik görmediğimiz gibi, hekimleri olası davalarda daha çok sıkıştıracak, olası rapor taleplerine daha çok maruz bırakacak, durum bildirir tek hekim raporu adı altında insanlara verilmesi imkansız “tam sağlıklıdır” tanılı imza içeren evrakların hayatımıza daha çok gireceğini anlıyoruz.
Bu bir sağlık hizmeti değildir, bu yönerge bürokratik bir kandırmacadan başka bir sonuca yol açamaz.
Yönerge sadece bunlarla da kalmamıştır.
İşe giriş raporlarını 6331 sayılı iş güvenliği ve işçi sağlığı konulu kanunun özünden uzaklaştırmıştır. Sürücü raporlarını sadece görme keskinliği bakılması gereken bir rapormuş gibi değerlendirmiştir.
Ülkemizde en çok cinayetin işlendiği silah olan yivsiz av tüfeği raporları konusunda etkin bir bedensel ve ruhsal muayene iradesi ortaya konmamıştır.
İlaç kullanım raporlarında çözüm üretilmemiş, kronik hastalar mağdur, hekimler iş yüküne tabi kılınmıştır.
Lisans dışı spor ve etkinlikler için rapor taleplerini önleyecek net bir madde bile konmamış, kurumlara bu konuda hiçbir önleyici emir verilmemiştir.
Halkımızın hem işte hem de trafikte sağlığı tehlikeye atılmıştır, yaşam boyu sağlık ve hobi etkinliklerine katılımın önündeki rapor engeli ise kaldırılamamıştır.
Halkımıza talep edilen raporların gereksiz olduğunu anlatmak için harcanan zamanı azaltmayacağı gibi, vatandaşın da basit konular için bile oradan oraya sağlık raporu almak için koşturmaya devam etmesini önleyemeyecektir.
Sağlıkta şiddet konusunda da raporların etkisi bu yönerge ile azalmayacaktır.
Yönergenin sağlık raporlarında olumlu anlamda birkaç nokta içerdiğini kabul etmekle birlikte , temel mantığının Sayın Bakanımızın ön sözde belirttiği gibi olmadığını, bu haliyle bu yönergeye uymamızın mümkün olmadığını , ilgili kanun ve yönetmeliklerle Anayasamızın temel hak ve yükümlülükklerine dair maddelerine uyacağımızı belirtmek zorundayız.
Tabi ki ayrıca hekimlerin de Türk Ceza Kanunu’nun görevi ihmal , görevi kötüye kullanma yine Borçlar Kanundaki özen yükümlüğü ve en çok da Tıbbi deontoloji Nizamnamesi’ndeki özgürlük ve bağımsızlık vurgusu ile en doğru kararları verebilmek adına yapılması gerekenleri yapmamızı emreden hükümlerini pas geçmeleri beklenemez.
Bu anlamda hukuki veya diğer yollara gerek kalmadan bu yönergenin derhal geri çekilmesini talep ediyoruz.
Anayasamıza ,yasalara ve ilgili yönetmeliklere aykırı olmayan, halkımızın temel haklarını önemseyen ve güvence altına alan, hekimleri iş yükünden kurtarıp gerçek işlerine , tanı tedaviye,en çok da koruyucu hekimliğe zaman ayırmasını sağlayacak bir mevzuatın yazılmasını ve bunu da yine bu işin uygulayıcısı olan, pratiğini yapan bizlerle birlikte yapmasını talep ediyoruz.
İSTAHED Tüm sağlık camiasını ve Bakanlığı sağlık raporlarının ciddiyetini önemsemeye ve buna uygun mevzuat konusunda iş birliğine çağırmaktadır.
Kamuoyuna, saygı ile duyurulur.
İSTAHED Yönetim Kurulu

Birliğimiz gücümüz...

GÜÇLÜ İSTAHED, GÜÇLÜ AİLE HEKİMLİĞİ!

Geleneksel STK anlayışını değiştirip, tüm siyasi görüşlerden uzak bir şekilde, amacı sadece aile hekimliği sistemindeki aksaklıkları çözmek ve sistem içinde hekimlerin haklarını savunmak, yüklenen angaryalara karşı emek mücadelesi vermek olan derneğimize BURAYA tıklayarak üye olabilirsiniz.

son eklenen haberler

[instagram-feed feed=1]

@istahed

Menü